Yıllar önce çevrilmiş olan, Demet Akbağ Özcan Deniz, Haluk Bilginer’in oynadığı bir sinema filminde şarkı sözlerinin nakaratı ‘’Ya evde yoksan’’ diye bitiyordu.
Günlerdir evde oturduğumuzdan sözünü ettiğim film ve şarkısı geldi aklıma.
Yaşadığımız bu günlerde ‘’evde yoksan’’ ihtimali çok düşük.
Oturduğumuz yerde, durup düşünelim istemiştim geçen haftaki yazımda.
Önce kendi dünyamızdan başlayarak ailemizin, akrabalarımızın, mahallemizin, şehrimizin, ülkemizin, dünyanın nerelere doğru yolculuk yaptığı konusunda düşüncelere dalmanın bize iyi geleceğini sanıyorum.
Bireylerin, grupların, camiaların, devletlerin gelecek planlamalarını, yeniden gözden geçirilerek, revize edilmelerini gerekli görüyorum.
Devletimiz/yönetenler, süreci daha şeffaf kılmalı.
Bilime daha çok sarılmalı.
Bizlerde insan olduğumuzu unutmamalıyız.
Gelde, bir kez daha, hayran olma büyük ustaya
Nazım Hikmet’in dizeleri ile sizleri baş başa bırakıyorum.
Hastalar,
Kardeşlerim,
İyileşeceksiniz.
Ağrılar sızılar dinecek,
Yumuşak, ılık,
Bir yaz akşamı gibi inecek,
Ağır, yeşil dalların ardından rahatlık.
Hastalar,
Kardeşlerim,
Biraz daha sabır,
Biraz daha inat.
Kapının arkasında bekleyen,
Ölüm değil, hayat,
Kapının arkasında, dünya,
Dünya cıvıl cıvıl,
Kalkacaksınız yatağınızdan,
Gideceksiniz.
Tuzun, ekmeğin, güneşin tadını,
Yeni baştan keşfedeksiniz,
Sararmak limon gibi,
Mum gibi erimek,
Devrilmek kof bir çınar gibi,
Ansızdan.
Hastalar,
Kardeşlerim,
Biz ne limonuz,
Ne mum,
Ne çınar,
Biz insanız çok şükür,
Çok şükür biliriz,
İlacımıza umudu katmasını,
Yaşamak gerek diye ayak direyip dayatmasını.
Hastalar,
Kardeşlerim,
İyileşeceksiniz.
Ağrılar sızılar dinecek,
Yumuşak, ılık,
Bir yaz akşamı gibi inecek,
Ağır yeşil dalların ardından rahatlık.
İletişim: av.ilbas@hotmail.com